23 Mayıs 2012 Çarşamba

Potanın Kartalları

Yazacak o kadar çok şey birikti ki. Yeni Başkanımız Fikret ORMAN ve icraatları, İbrahim ALTINSAY olayı. Demirören'in gitmesi ile kulubün ve taraftarın üzerinden nasıl bir yük kalktığının analizi. FEDA kampanyası ve daha niceleri.

Tüm bunları için iki satır yazacak vakti bulamadık ama Basketbol Takımımız ve yaptıkları ile ilgili şu blogda sıcağı sıcağına bir yazı yazmayacaksak hiçbirşey yazmayalım daha iyi.

En son söyleyeceğimizi ilk önce söyleyelim de okumaktan sıkılanların aklında kalan bunlar olsun, maç gününü devamında anlatırız;

Teşekkürler POTANIN KARTALLARI, Teşekkürer ERGİN ATAMAN.

Maç günü yazısına gelince;
Hedef Pazar günkü maça da gitmekti ama ne mutlu ki maça bilet bulamadık. 17.000 kişilik bir salondaki Basket maçına bilet bulamadık. Ne mutlu..

10 senemizin geçtiği ama artık uzak olduğumuz Ataköy yollarına düştük. Sinan Erdem'in insaatına tanıklık etmiş ama hiç maça gitmemiş biri olarak kısmet böyle güzel bir akşama nasip olunca daha da mutlu oluyor insan.






Bu sefer maç kadrosu yine sağlamdı. Babam, Noyan Aga, Cengiz Abi ve Ben. Doğuştan Beşiktaş'lı bir grup ve mükemmel ortamda bir final maçı.

Atrium'da ufak bir atıştırmanın ardından rutin maç önü hazırlıklarımıza geçtik. Beşiktaş Kazan'da ya da arkasında köşede gerçekleşen içme eylemi bu sefer Ataköy çimenlerinde Bomonti sponsprluğunda geçti. 10 sene yaşadığım mahallede içmek de bir Beşiktaş maç gününe nasip oldu yine.

Maç günü 10.000 adet satışa çıkacağı söylenen FEDA tşörtlerinden 3 salvo yapmamıza rağmen alamadık. Gelen koli hemem bittiği ve inanılmaz kuyruklar olduğu için başka bahara kaldı FEDA tişörtü sahipliğimiz. Yalnız koşuşturma içinde baskı kalitesi bozulmuş sanırım. Her halukarda 4-5 tane alacağım ama kaliteli olsun 10 TL fazla olsun. Ayrıca internetten sipariş vermeyi düşünen arkadaşlara tavsiye; ne giyiyorsanız 1 beden büyüğünü isteyin. Alan arkadaşların yorumlarıdır.


19:30 gibi salona girdik. Giriş çok rahat, alışık değiliz bunlara. Bilette yazan koltuğumuza oturduk hele buna hiç alışık değiliz çünkü Şeref Bey'de bizim bulunduğumuz bölgede koltuk dahi yok.

Seyirci trafik ve h.içi olması nedeni ile stadı biraz geç doldurabildi ve 4. kademede yer yer boşluklar vardı ama inanılmaz bir BEŞİKTAŞ atmosferi vardı.

Amatör de olsa lisanslı basketbol oynamış ve sonraında da fırsat buldukça maçları televizyondan seyreden biri olarak hakemlere kesinlikle baskı oluşturamıyoruz. Yanlış kararlardan sonraki tepkimiz düşük kalıyor. Sonuçta 2 maçta gelişecek birşey değil ama bir özeleştiri.

Kısa bir maç analiz de yapmak gerekirse; 3 devre uyuduk, savunma yapmadan biraz da seyirici gazı ile oyuncularımız hücumda kendini gösterme telaşına düştü. 2 devre boyunca düştüğümüz durumu gören babamı salonda zor tuttuk. Dayanılacak gibi değildi açıkçası heyecan. Ama tüm ısrarlarımızla kaldığına da değdi.

3. çeyrekte biraz silkindik, 4. çeyrekte ise ARROYOO sazı eline aldı, sakin sakin maçı aldı götürdü. Biz ise inanılmaz mutlu bir akşam geçirdik. Heyecanı, stresi, Taraftar birlikteliğini, mutluluğu herşeyi yaşadık. Beşiktaş; HAYATIN TA KENDİSİ.

Biz sadık futbol seyiricileri olarak basketbol takımımın yaptığı bu stres altından kalkabilme, zora düştüğünde ayağa kalkma işine son dönemde pek alışık değiliz. Futbol olsa 4 devre önde gider son atışla kayberdik. Ama bu inanmış kadro hep geride olmasına rağmen yılmadı, inat etti ve kazandı. TEŞEKKÜRLER POTANIN KARTALLARI.

Şimdi sıra geldi final maçlarına. Finalde rakibimiz Anadolu EFES olacak gibi. Dert değil biz Bomonti'yi bir kenara koyarsak TUBORG 'çuyuz zaten. :)