24 Şubat 2012 Cuma

Portekiz Çilesi... Bana İçme Diyorlar...

Beklediğimiz gibi bir maç oldu. Ömürden giden seneler.. Çok yaşamak gibi bir hırsım yok, ama erken gidersem eğer Beşiktaş'ın katkısı hiç azımsanmayacak derecede olacaktır.

Gece stattan çıktığımda sunu düşünüyordum; 'Kazandık ama bu haldeyim, acaba kaybetseydik nasıl gidecektim eve?'

Maçın özeti 'Tam bir Portekiz çilesi', nedeni Braga değil, bizim portekizliler. Maçın sonlarında herkes ceza sahası içinde can havli ile kendini yerden yere atarken bizim paşalarımız orta saha çizgisine yeni geri dönüyorlardı. Dün Ernst'in yerinde olsam sırtımı kaleye döner önümde kalan tüm oyunculara gider yapardım.. Futbol bir TAKIM oyunudur.

Gelelim maç günü hikayesine;
Maçın 22:00'de olması buluşma ve içmeye başlama saatimizde bir değişikliği getirmedi. Bu durumda zaten normalin üzerinde olan alkol alım ve coşma seremonisi gereğinden uzun sürdü. Soğuk bir Beşiktaş akşamın, şişelerce içki ile 3,5 saatlik maç öncesi maratonu. Stada doğru yol aldığımızda durumumuz çok kötü de değildi ama gece başlarken stad yolunu bulabilir miyiz endişeleri de vardı ne yalan söyliyim...

Beşiktaşk'tan ayrıydık ne zamandır. Sağ olsun kızlarımız bizden geri kalmadığı için kendileri küfür edip kendileri gidiyorlardı maçlara bir süredir. Beşiktaşı bu sezon (Fener maçı dahil) hiç bu kadar kalabalık ve coşkulu görmemiştim. YD'nin gidişinin etkisi ve taraftarın gözünde bu sene tek önemli seyin Avrupa'da yola devam etmek olduğu düşüncesindeyim. Lig benim için de anlamsız bir kör dövüşü şu an. Meşaleler, besteler herşey çok güzledi. Soğuk hariç.. Sadece formalarla maça gideceğimiz günleri bekliyoruz heyecanla...

Yıllardır kapalıya 1 saat önceden gidip de sırayla karşılaştığım hiç olmamıştı. alt kattan üst kata geçiş bile sancılı oldu. Stat ve atmosfer müthişti.

Yine benim pek anlam veremediğim bir şov denemesi vardı. Beyaz eldivenlerle 'Dale' şov.. 10 dk diye yola çıkıldı ama 3,5 dakika sürdü.. sonrasında takımın durumu yüzünden de pek bir toplu ve uzun tezahürat olamadı ne yazık ki..

Maç öncesi bol bol Demiören'in gidişi ile yaşanan mululukla şarkılar söylendi, dalga geçildi; gecenin tezahüratlarından bazıları;

'Yıldırım Demirören Byee Byee'

'Takımın başına geldiğinden beri,
Bu taraftar hiç gülmedi!
Demirören Gülegüle
Şimdi düşünsün Türkiye'

Gidişi bile kendine yakışır şekilde 'Seçilemezsem geri dönerim' olan Sayın YD resmi olarak BJK başkanlığından gitmedikçe bana ve tahmince Beşitaş'ı seven kimseye huzur yok. Emin olamıyorum, yine birşey olacak başımıza kalacak, ya da kendi himayesinde biri gelecek diye düşünüyorum. Umarım yanılırım.

Maçı anlatmaya gerek yok, bununla ilgili tweeter'dan iki alıntı yeterli olcaktır ama şunu söylemeliyim ki ilk onbire 2 portekizliden fazlası yasaklanmalı! Biri çıkarsa öbürü girmeli. sahadan 2 portekizliden fazla olduğumuz maçlarda takım olmaktan uzaklaşıyoruz. Benim tercihim Fernandes ve Q7. diğerleri beklesin. Almeida başını öne eğip dolanacağına kenarda ısınsın. Simao hakem kadar topla uğraşsın.

''Beşiktaş'lı bir adamın 60 yaşını görmesi büyük başarıdır'' Kazım Kanat @tamergnr
 ''Bazen sevinç paso keder, Beşiktaş'lı olmak yeter'' Zeki Demirkubuz

Son sözüm de taraftara. Anca ''Quaressmaaa'' diye bağırın! Beşiktaş'ı bitiren taraftarının bu populistliği olmuştur. Tüm maç bir yerlerini yırtan Ernst'e göstermeyin sevginizi.. Çıkarken el kol hareketleri yapana destek olun.. Hocayı yerlere vurun. YD YETER demek için bu günleri bekleyin, hep susun... ÇARŞI'nın kendine de karşı olması gereken günler..

Sonuç olarak sancılı bir geceydi. Sancının sebebi SEVGİMİZ.

Bana İçme diyorlar, İçme yazık bu kadar... 
İçmeden çekilir mi bu çile!..



SERVER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder