27 Aralık 2011 Salı

Geç Kalmış Bir Mutluluk Yazısı

Yazıyı kaleme almak için çok geç kaldık belki ama o günü stadda yaşadığımız için içimizdeki mutluluk patlamasının kırıntıları hala mevcut, bu duyguları paylaşmak için hiçbir zaman geç olmayacağını düşünüyorum.
Beşiktaş: 3 - Stoke City: 1


Yıllarca kahrolduk dertten kederden, şampiyonlar liginde bir üst tura çıkarken köşede açılan ekranda yedik golü biz. 3-0'la yattık, 3-3 ile uyandık. Avrupa kupalarındaki en güzel gollerimizden birini kendi kalemize attık. Bu senaryoya yeni bir sayfa eklemek üzereyken, seken topla golü yiyip diğer maçtan da kötü haberi alırken güzelleşti herşey.

Önce acıyı, sonra mutluluğu yaşadığımız ve en önemsiz ama en mutlu oyuncusu olduğumuz bi filmin mutlu sonuna tanıklık ettiğimiz bir 14 Aralık akşamıydı yaşadığımız. Aşkımızla kavuşup mutlu olduğumuz bir akşamdı. Yazılacak, anlatılacak çok şeyin olduğu ama yaşanan duygulara kelime dağarcıklarımızın kifayetsiz kaldığı bir akşam.

Yine bir İngiliz takımı, yine müthiş tribünler.
Hikayenin devamına geçmeden bir de video paylaşalım o günden.




Güne aşağıdaki gibi başlamıştık. ''Maça kalmış birkaç saat, Ne iş umurumda, Ne HAYAT..''

Stoke City ile İngiltere'de oynana maç, takımın durumu ve uzun süredir tiribünden ayrı kalmış olmamız bizi maç ayrı bir motivasyonla hazırlıyordu. Sonuçta Turkiye Şike Ligi artık kimsenin pek ilgisini çekmiyor, bambaşka bir kulvarda bambaşka hedeflerle yol almak tribünlerin de dolmasına yol açıyor. Kuralar çekildiğinden beri benim gibi bu günü bekleyen çook kişi varmış anlaşılan.



Haftaiçi bir maç olması nedeni ile görece geç, içip maça hazırlanmak için yeterli bir zamanda Kazan'ın arkasında yerimizi almıştık. Kardeşim ve tayfası kafaları çoktan 'İsmail Abi' kıvamına getirmişti açıkçası. Onlara yetişmenin namümkün olduğu bir atmosferde denge unsuru olarak akşamı geçirmenin tek alternatif olduğunu görmüş olsak da 3 Efes'i kazan arkasında, birini de stad yolunda haklayarak staddaki yerimizi aldık.



Forza'nın duyurduğu ve onlarca insanın emeği ile yapılan hazırlık sonucu oluşan organizasyon çerçevesinde koltuklar konfetilerle doluydu. Bekletim çok büyük bir görsel şölendi fakat hazırlanan konfetilerin yapısı uçmalarını engellediği için istenen sonucun alınamadığını düşünüyorum. Belki Açık ve numaralı öyle görmemiştir ama kapalı ortadan benim izlenimim bu yöndeydi.


Maç için teknik bir analize girmeyeceğim, zaten aradan geçmiş 2 hafta, herkes yeterince yazdı, okudu, konuştu. Benim aktarmak istediğim o akşam staddaki duygu;

Tüm hesaplar kapandı, Pulis'e Beşiktaş'ın Avrupada mı Asyada mı olduğu küçük bir İstanbul turu ile net bir şekilde anlatıldı. Madem canın istedi önce bir Asyayı gör bile dendi. Kiev gruplarda kaldı ve Beşitaş'ım lider olup İngiltere'deki maçın rövanşı alınmış oldu.

Maç öncesi Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun serbest kalması da ayrı bir mutluluk unsuru idi ama özellikle Tayfur ile ilgili yaşanan ve son kasetlerle tavan yapan büyük hayal kırıklığından ötürü bu konuya ayrı bir yazı ile değinmenin yararlı olacağını ve net olarak bu güzel günü ve anıları kirletmemenin gerektiğini düşünüyorum.

Bazı bloglarda tersini ifade eden yazılar okusam da o akşam ilk gölü yediğimizde de, Kiev 2-0 olduğunda da maçı alacağımızdan, bu sefer yazgımızın farklı olacağından çok emindim. Takım bize yetecek gibi gorunen beraberlik için sahaya çıkmamış, hırsla, aşkla saldırıyordu. Sanki maç sonunda kupa varmış gibi. Bizim istediğimiz, hep arkasında durduğumuz da buydu zaten.

Gökyüzünden süzülerek yere inen o topu son ana kadar takip eden Egemen, tüm rakip orta sahayı darmadağın eden Fernandes, mücadelesi ile Ernst, geçmişi veya tanıdıkları sayesinde değil, yaptıkları ve duruşu ile saygıyı sonuna kadar hak eden Carvalhal, ve Beyaz forma Siyah şort... O arma altındaki herkes.
Helal Olsun... Tribünler bu senenin en iyi performansını sergiledi.

Ellerinde telefon ve kameralarla tribünleri izleyen İngilizlere tanıklık ettik bir kez daha, televizyonda bu atmosferin pek anlaşılmadığını da gördüm maçtan sonra izlediğim özetlerde.

Güzel günlerin hiç bitmesin BEŞİKTAŞ'ım.
Kötü gününü de bekliyoruz,
SANA DAHA HIZLI KOŞMAK İÇİN...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder