20 Haziran 2012 Çarşamba

Bira Tadımına Giriş: Leffe, Hoegaarden, Barbar


Evet, bundan yaklaşık 2 hafta önce kendimize bir hedef koymuştuk. Sene sonuna kadar 50 farklı bira tadımı ve bunların yorumlarının, resimlerinin yayınlanması. Geçen süre zarfında iyi çalıştım. Türkiye pazarına hakim biraları portföye eklemeden 40 farklı çeşit denemeye ulaşmış bulunmaktayım.

Bunların tanıtıma geçmeden önce ‘kendi çapındaki yazı dizisiniz’ ile ilgli bazı kriter ve bilgileri de paylaşmak istiyorum;
  • Tadımdan anlamam, damağım iyi değildir. Bu süreçte amaç gelişmek, bilgilenmek. Geyik. Yıllar sonra bu satırlayı okuyup gülmek de ayrı bir hedeftir.
  • Hata yapmak serbest, birçok birayı ilk defa denemiş olacağım, sadece kişisel duygu ve görüşler aktarılacak.
  • İçilen hemen hemen hiçbir bira uygun şartlar altında test edilmemiş olacak. Çalışma alanlarım/şartlarım genellikle bir restoran, karanlık bir bar, ağır bir yemek ile birlikte, loş ışıkta vs.. dediğim gibi amaç gelişmek, eğlenmek. Ne zor şartlar altında çalıştığımı görerek şimdiden takdir ettiğinizi tahmin ediyorum..
  • Bilgilerle ilgili birçok kitaptan alıntılar olacak, hepsini tek tek belirtemem ama topluca bir listeyi bir yazımda paylaşabilirim.
  • Bu yorumları yaparken kaynağımın ne olduğunu, bilgimin nereden geldiğini merak edenlere Cem Yılmaz ‘Bir Tat Bir Doku’da gerekli cevabı vermişti. Sorgulamayın, zorlamayın. Kaynak:….
İçmeyi severim, en çok da içki ortamlarındaki muhabbeti. Bunda Beşiktaş’lı olmam da bir sebep midir bilemiyorum. Rakı, Viski, Votka, kokteyller, saçma sapan karışımlar derken gerçekleştirdiğim Yurtdışı (Belçika) seyahatlerinden 70’lik özel bira şişeleri ile dönmeye başladım. O biralardaki tadı ve farklılığı hissettikten sonra da küçük çaplı bir hastalığa dönüştü Bira tutkusu. Eski tüm denemelerimi içtiğim biralar bir kenara bırakarak bu işi araştırmaya ve sıfırdan her içtiğim birayı not edip değerlendirmeye karar verdim. Bugünkü ilk yazımda ilk kıvılcımların çaktığı ve henüz hiçbir şey bilmediğim zaman denediğim 3 biranın tanıtımını yapacağım.



Leffe Tripel. Türkiye’ye giriş yapan Leffe’lerden değil. Özel üretim bir bira. Aromayı hissediyorsunuz hemen, alkol orani 8.5 olmasına rağmen içimi çok rahat, rahatsız edici bir alkol hissiyatı kesinlikle yok. Resimde de görüldüğü üzere bulanık sarı bir tonu var ama buğday biraları gibi değil. Harika yumuşak kremamsı bir beyaz köpüğü var. Kokusu ve tadı dengeli, ne çok açık ne çok koyu.. Normal Leffe Blonde’a (Türkiye’ye de geldi) göre daha aromatik. İçindeki meyve ve tat aromalarını tabiki ayırdedemedim ama içmekten büyük keyif aldım. PUAN: 8/10





Hoegaarden Grand Cru; Leffe tripele göre daha koyu ve yine hafif bulanık. Turuncu ve sarı arası harika bir rengi var. Kokusu ve tat Leffe Tripel’e yakın. Türkiye’deki hiçbir bira ile karşılaştırılamaz. Zaten isteseniz de kolay kolay ALE tipi bira bulamazsınız buralarda. Değişik tatlar. Alkol oranı kırmızı Tuborg’dan bile yüksek olmasına rağmen içimleri çok rahat. Sonradan bir karışımla alkol oranının arttırılmadığını hissediyorsunuz. Ratebeer.com puanı 95. Fazla söz gerek yok sanırım. Yoğun kremamsı köpüğü, içiminin rahatlığı tatlı ama rahatsız etmeyen yapısı ve kokusu. Tarif etmek için kelime dağarcığımın gelişmesi gerektiğini anladığım ilk bira. PUAN: 10/10

ALE aslında bira ilk icat edildiğinde üretimi yapılan bira tipi. Fermantasyonlarına göre biralar 2 ana sınıfa ayrılıyorlar. ALE ve LAGER. Ale biralar üstten fermantasyonla üretilen biralar.

Bu biraları tattığım yer Brüksel Granda Place'de Roy D'espagne. 1697’de inşa edilmiş bir yer. Adını zamanın İspanya Kralı'ndan alıyor ve o zamanlar burası güney Hollanda’ya dahil bir Bölge imiş. 2.kattaki (su an oturduğum yer) kısım İspanya kralı (Charles II) tarafından restore edilmiş. Böyle bir bir ülkesinde ve mekanda kötü bira içme şansım o kadar az ki..

Son biramıza geçiyoruz bu günlük;

Barbar; Strong blond beer with honey! Yine hafif bulanık bir bira, bizdekiler gibi su degil. Şişesi ve bardağı çok şık. Tıpalı şişeleri daha sıcak ve havalı buluyorum. Kokusu biraz daha tatlı. İçimi de diğer iki biraya göre biraz daha yumuşak, tatlı bir bira sonuçta. Garsonun belirttiği gibi Belçika’nın en iyi birası olduğunu düşünmüyorum.  Alkol orani %8. Tatlı bira içmek ama şekerimsi bir aroma, mevye suyu kıvamında bir karışım istemeyenler için ideal. Biradan uzak duranlar için iyi bir giriş olabilir. Rate beer puanı 87. Bu puanın değerini bildiğiniz bir bira ile karşılaştırma olması için şöyle açıklayım; Efes Pilsen’in puanı:7 Bunlar overall puanlar, kendi kategorileri içerisinde değerlendirildiğinde durum daha da değişiyor. PUAN: 8/10

Bugün sınırlı sıfat tamlamaları ve maksimum kelime tekrarları ile tanıtımını yaptığımız biraların ilki Abbey, diğerleri Strong Ale kategorisindeydi. Yani bunları kolay kolay bulamazsınız. Bir sonraki yazımda biraz bira tiplerini kısaca özetleyip piyasanın hakimi bu pilsner’ler ne ayak bunun biraz değerlendireceğim.

Şerefe….

3 yorum:

  1. Güzelmiş damat. İlgiyle izleyeceğim...

    YanıtlaSil
  2. Eyvallah Doruk :) seni de bilgilendireyim güncellemeler oldukça..

    YanıtlaSil
  3. hocam bu barbar ı nerede bulabilirim?

    YanıtlaSil