4 Ekim 2011 Salı

Gaziantepspor / Beşiktaş - Bir Şey Yapmalı!

Aşağıdaki fotoğrafa bakıp da maçı kazandık sanmayın. Beşiktaş deplasmanda Gaziantep ile oynadı, karşı kaleye tek şut çekmeden maçı tamamladı. 2 kırmızı kart görerek maçı 9 kişi tamamlayan Beşiktaş'ın dün 12 kişi bile oynasa maçı kazanacak ne isteği vardı, ne gücü, ne de oyun anlayışı.

Maç analizini çok kısa geçmek istediğim için hızlıca 2-3 satırla maçı özetlemek istedim. Her maçta olduğu gibi bir an önce asıl soruna gelmek istiyorum. Ben yine maçın dışına çıkmak istiyorum, bundan sonra her yenilgide suçlu benim için ne futbolcu ne hoca ne hakemdir. Her yenilgide burada olacak resim bellidir ve yandadır..


Maçla ilgili birşeyler okumak isteyenler için; 
http://hayatsensin.blogspot.com/2011/10/1-puana-sevinilen-deplasman-0-0.html
http://janitschar-besiktas.blogspot.com/2011/10/antep-mac-ksa-ksa.html

Hep yazdığım gibi; Beşiktaş Türkiye'nin yeni Fenerbahçe'sidir. Yazık! Tam karşı kutuptaki bir yapıya dönüşmek. Paralı, tek adam bir başkan, yıldız trasnferler ama takım olmayan bir futbol takımı. Kendi değerlerine değil günlük çıkarlara hizmet eden bir düşünce. (ligden düşme kalksın, play-off olsun, dekoder satılsın..) Kapatılması mümkün olmayan bir borç ve ortada sadece futbol takımana değer veren ve onun da halinin içler acısı olduğu bir  kulüp.

Artık bişeyler yapmamız lazım değil mi? son 1-2 yıldır elimden geldiğinde İnönü'deki maçlara gidiyorum, uzun yıllardır da her maçı evimde ya da dışarda mutlaka seyrediyorum. Bu başkana, bu yönetime tek satır laf söylemeyen ÇARŞI, nasıl herkese karşı allah aşkına? ÇARŞI eğer ÇARŞI ise 3 sene üst üste şampiyon da olsa bu zihniyete DEFOL diyebilmeliydi.

Bloglarda, forumlarda birçok kişi ile aynı konuyu tartışıyorum, herkeste biz artık geçtik bunları havası bir yılmışlık var. Kimse birşey yapamıyor, yapabileceğine inanmıyor.

Biz hala 'Beşiktaş'lılık duruşu' ile övünelim, internette Seba'nın, Rıza'nın, Şifo'nun, Feyyaz'ın videolarını izleyelim. Biz mazide hayallarde yaşarken bizim aşkımızın ırzına geçiyorlar.

Benim elimden gelen her maçta Demirören'e saydırmaktı. Bundan sonraki ilk icraatım da (sağolsun Teyzemin sponsorluğunda) kulübe üye olmak, bundan sonraki her kongrede, toplantıda Demirören ve bu zihniyete hizmet edenlere saydırmak olacaktır. Tribünde umut yok!..  Forza Atkı şov peşinde hala...

Feridun Düzağaç gibi olabilmek lazım, bu adam gidene kadar Beşiktaş yazmıyorum diyebilmek lazım, bu adam gidene kadar tribündeyim ama bağırmıyorum, çıt çıkmayacak diyebilmek lazım. Bu adam gidene kadar dekoder almıyorum diyebilmek lazım. Bu adam gidene kadar...

Bloglarda Carvalhal'a saydırmalar revaçta olacaktır. Ekrem'e de, Simao'ya da. sırası ile Guardiola gelse ne olur, Dani Alves, CR9 gelse ne olur? gerçekten.. Kupayı hangi hastaneye görtüreceğiz? Bırakın bari sahadakiler rahat olsun, bu formayı terletenlere saydırdığımız yetmedi mi yıllarca?

Maçlar geçici, şampiyonluklar geçici, aslolan hayattır, Hayatta BEŞİKTAŞ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder