Bira ile ilgili son yazımızda
Trappist’leri kısaca tanıtmış ve ne kadar özel olduklarını anlatmaya
çalışmıştık dilimiz döndüğünce. Tüm kurşunları sıkmak gibi olacak ama kalan yeni ufuklara yelken açmadan önce 3
Trappist bira yorumumuzu da yapalım. ORVAL,
CHIMAY BLUE ve CHIMAY RED… Buyrun bakalım;
Burada önemli bir ayrıntıya daha
değinmek gerekli. Ayrı bir yazının konusu olacak ama değinmeden de
geçemeyeceğim. Hemen hemen her biranın kendine has özel bardak ile servis
ediliyor. Fransada’ki kafeden bozma bu mekanda bile 30 çeşit bira var, stokları
nedir bilmem ama her bira ayrı ve özel bardağı ile birlikte geliyor. Aynı
markanın Blonde ve Brune’si için bile ayrı bardaklar var. Ne kadar hoş, ne
kadar güzel bir alışkanlık. İnsan birasını ona özel üretilmiş bardakta içince
ayrı bir keyif alıyor. Bu biraları ve bardakları da aşağıdaki resimlerde
görebilirsiniz.
Geldik sadede;
ORVAL: Alkol oranı %6,2 Trappist,
Yine dokunmadan o ilk andaki saf ve temiz :) yorum; ‘3. Trappist, renk açık kahve ve hafif
bulanık. Köpük çok dolgun, kahverengi ve büyük kabarcıklı. Koku topraksı, meyve
ilk anda pek seçilmiyor daha metalik. Bardağı biraz sallayınca meyve kokuları
çıkmaya başlıyor. Kırmızı meyveler. İçim çok rahat, gazı yüksek, dile ve damağa
vuruyor, bitiriş ise hafif acılıkla sonlanıyor.’
Ne
bira ama değil mi! Müthiş bir kompleksite ve denge söz konusu. Sevgili eşimin
de çok beğendiği ve bu yüzden evde şu an 2 şişe bulunan biradır. Özel bir anı
beklemektedirler efendim…
PUAN:
10/10 RateBeer Puanı: 99/100
CHIMAY
Yine Belçika ve adı manastırın
bulunduğu aynı adı taşıyan kasabadan geliyor. Manastırın asıl adı ise Notre-Dame
de Scourmont. Chimay 1850’ler Westvleteren Manastırından (Hani şu kapıda özel
rezervasyonla bira veren ve dünyanın en iyi biralarını yapan manastır) ayrılan
17 Keşiş tarafından kuruluyor. Tarihi detaylara çok girmeyeceğim çeşitli
güncellemeler ve bira üretimlerinden sonra İkinci Dünya Savaşının ardından
tekrar bira üretmeye başlıyorlar. Belçika ve çevredeki çoğu manastır II. Dünya
savaşında çok etkileniyor. Üretimleri duruyor çünkü bakır kazanlarına Almanlar
tarafından el konuluyor ve bunlar eritilerek kullanılıyor. Hatta bazı bira
üreticileri kazanlarını II. Dünya savaşı boyunca saklayabilmek adına toprağa
gömüyorlar. Savaştan sonra da çıkarıp üretime devam ediyorlar..
Tekrar üretimde beklenen başarı
elde edilemeyince Leuven Katolik Üniversitesi’nden Profesör Jean De Clerck’den
eğitim alıyorlar ve modern teknikleri öğreniyorlar ve ardından bira üretime
başlıyorlar ve çok da başarılı oluyorlar. Prof. De Clerck’e olan
minnettarlıklarını De Clerck’ın ve eşinin Manastır içerisinde özel bir
mezarlığa gömülmesine izin vererek gösteriyorlar. Jean De Clerck bira için çok
özel bir insan. Micheal Jackson’ın olduğu gibi.
Hadi şimdi bira içelim;
CHIMAY BLUE: Alkol oranı %9.
Trappist. Yine o an direk olarak yazdığım notları aktaracağım. Bunları
dokunmadan iletmemin bir sebebi de ilerde bu işten gerçekten anlayınca bunları
okuyup gülmek.. ‘4. Trappist. Renk koyu
kahve, çikolata gibi. Köpük yoğun, kabarcıklı ve yine kahverengi. Koku
topraksı. Tadı Orval’e benzettim. Hemen ardından içtiğim için etkilenmiş de
olabilirim. Meyve tatları, damakta hafif bir acılık ve gaz kabarcıkları.
Bitiriş ise oldukça yumuşak ve dengeli. %9 alkol oranı olduğuna inanmak
zor.’
PUAN: 10/10 RateBeer Puanı: 100/100
CHIMAY RED: Alkol oranı %7. ‘5. Trappist, 4. Manastır. Önce şunu not düşelim: aynı manastır,
farklı tip bardak! Renk aynı, köpük biraz daha az ve daha az kabarcıklı.
Koku yine topraksı. Meyve tatları daha belirgin, için biraz daha yumuşak ve
acılık damağa çok vurmuyor. Gaz (carbonization) da düşük. İçtikçe daha çok
beğeniyorum, kopmlex ve hafif, alkollü ama yumuşak’
PUAN: 10/10 RateBeer Puanı: 99/100
Chimay’lar nispeten en kolay
bulunabilen Trappistler. Bulduğunuz yerde sarılın derim.
Bu aralar fazla detay ve teknik bilgi yazıyoruz, söyle ilginç güzel video ve resim paylaşmıyoruz. Bari sonlandırmak üzere olduğumuz Ramazan Ayı'nın hatrına bir karikatür ile sonlandıralım yazımızı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder