Bira yazılarında geriden
geliyoruz, üstü üste yazılar yazmak lazım. Bu yazıda 3-4 değişik bira tadımını,
Frankfurt Seyahati ve burada yapılan değerlendirmeleri listelemeye çalışacağım.
Hızlanmak istememim 2 nedeni var;
- Siz sevgili dostlarımdan gelen yoğun ilgi. :) Halimizi hatrımızı soran yok, biraları soran çok valla. Geçen hafta eski dostları gördüğümüz Ford ziyaretinde ‘Otosan People’ ahalisinden herkes önce biraların sonra bizim hatrımızı sorar olmuş.
- İkinci neden diğer yazıların başlıklar; İlk Bira üretimi denememiz, Delirium Cafe’yi ve Cantillon Bira İmalathanesi ziyaretlerimi soğumadan servis etmek istiyorum.
Bu yazı’da ilk IPA denememiz,
Amerikan Butik (Craft) biracılığına kısa bir giriş ve Frankfurt Ziyaretinden
bazı bira notlandırmaları olacak. Okumak isteyenler ‘Devamı’nı tıklayabilir,
yeter ulan baydın diyenler; ah benim içtiklerimi bir de siz içseniz öyle
demesiniz ama.. :)
Şu anda dünyanın en iyi biralarının yapıldığı, değişik reçetelerin ülkenin her yerinde denendiği ve tam bir bira ülkesi olan ülke neresi dersiniz? Ne Almanya, ne Belçika ne de Çek Cumhuriyeti, bu ülke Amerika. Bir konuyu da sömürmesinler be kardeşim..
Renk bronz, gaz kabarcıkları
bardakta az. Çok olmasada hafif bulanıklık var. Köpük kremamsı ve devasa. Koku baharatlı,
tatlı-acı gibi. (daha sonraki deneyimlerle bunun saf şerbetçiotu kokuları
olduğunu anlayabildik.) İçim ACI. Ama içmeden anlayamayacağınız bir Acı. Bizler
için anlamı kötü ama algısı güzel olan bir terim Acı. Birada da böyle. Bu acılık
aşırı şerbetçiotundan geliyor. Dengeli diyemeyiz. Hop-Head (kısaca şerbetçiotlarının
aşırı derece kullanılması ile sınırlarda acılık içeren biralar..) bu olsa
gerek. Damakta çok uzun süre kalıcı. Bu türü bir kere içtiğinizde bir daha
unutmazsınız. Alkolü hissetmiyorsunuz. Bence tam da Türk’lerin ağız tadına
uygun bir bira türü. Türkiye’de 1 tane bile olmaması çok üzücü.
Bu ilk bira deneyimimi kardeşim
ile birlikte yapmıştım. Bu yüzden 2 not var. Bu türde ilk birayı içer içmez
notlamak çok doğru değil ama bloğun neresi doğru zaten. Buyrun;
Server: 9/10 Noyan: 8/10 RateBeer
Puanı: 98/100
IPA’ler için kısa bir
bilgilendirme paragrafını aşağıdaki yazıda yazmıştım, merak edenler buradan
okuyabilirler;
IPA’lar şu anda butik biracılığın
sınırlarının zorlandığı en önemli türlerin başında geliyor. Öncelikle uzun yol
koşulları ve lojistik gereksinimlerle oluşan bu tür şimdi Amerikan bira
evlerinin araştırma ve denemeleri ile ulaştıkları yeni reçeteler ile bambaşka
bir boyut kazanmış durumda. Bir içenin bir daha unutmayacağı, daha fazlasını
isteyeceği bir tür. Zaten acı ve yoğun olan türün double IPA, Imperial IPA
versiyonları ile acılık (IBU) değerleri inanılmaz noktalara gelmiş durumda. Daha
geniş değerlendirmeleri Delirium Kafe’nin anlatıldığı yazımda bulabileceksiniz.
Renk siyah, kopuk kahve-beyaz
arası ve dolgun. Koku kavrulmuş malt ve çok hafif kırmızı meyve (citrus da
olabilir) dilde gaz ve acılık bombası, damakta acılık. Kahvemsi, gövdeli çok
iyi bir bira! 2. Sierra'm, bu bira evini tuttum.
Puanım: 9/10 RateBeer Puanı:
95/100
Değerlendirdiğimiz iki bira da
Amerikan biralarıydı. Berlin Seyahatimde BERLIN BEER Shop’dan aldığım seriden.
Amerika Ülkenin her bölgesinde küçük biraevlerinde inanılmaz denemeler, çok
sağlam ve iyi biralar üretiliyor(muş). Okuduğumuz tüm kitaplar bunu söylüyor. İçtiklerimiz
de bunu doğruluyor.
Amerika’daki bu bira devriminin
ilk kıvılcımlarını atan kişilerden biri olan Michael Jackson’a (2. Kez söylüyorum,
popçu olan değil!) tekrar şükranlarımızı sunuyorum. Efsane’nin kitaplarını
tanıtalım artık en kısa zamanda!.
Alkol oranı %8. Yani hergün
içmekte olduğunuz herhangi bir biranın yaklaşık 2 katı. Renk açık bronz, ve
hafif bulanık. Sierra Nevada IPA’e göre daha açık renkli. Köpük kırık beyaz ve
yoğun. koku tatlı. Meyve kokuları alıyorsunuz (muz). İlk içimde gaz vurucu
hafif tatlılık var ama şerbetçiotu acılığı da var. 3 ekseni de hissediyorsunuz
ama bitiriş çok kopmleks değil. Çok çok iyi bir bira ama mükemmel değil. Alex’in
ülkemizden ayrıldığı şu günlerde şu şekilde yorumlanabilir; Bir Alex (Westmalle, Rochefort) değil.
Bu birayı da Noyan Ağa ile içtik.
Puanım: 9/10 Noyan: 7/10 Ratebeer
Puanı: 95/100
Yazıyı kah yemek yerken, barda
otururken, kah yedik içtikten sonra yoldaki büfelerden otel odasına götürüp
denediğimiz birkaç biranın kısa notlandırmaları ile bitirelim;
PUANIM: 5/10 RateBeer Puanı: 47/100
Puanım: 8/10 RateBeer puanı: 52/100 (tüm biralar
içinde. Kendi türünde 94/100, yorumlarla benzer değil mi..)
PUANIM: 3/10 RateBeer Puanı: 43/100
Evet bu kadar yeter herhalde. Şimdi
sevgili dostlar, yazının bu son kısmına kadar gelebilen talihlilerimiz
arasından seçeceğim bir kişiye elimdeki inanılmaz biralardan bir tanesi hediye
edilecektir. Tek yapmanız gereken buraya kadar okuduğunuzu kanıtlamak, yani beni gördüğünüzde çekilişe katılmak
istediğinizi belirtmek veya yorum bırakmak.
Noter huzurunda (İrmik The Kockan Ersolmaz'ın gözetiminde) çekilecek
olan çekilişle kazanan kişiye anlatılan bira türlerinden istediğini 1 atnesini seçmesine (elimizdekilerden
tabi ki) olanak vereceğiz.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere..
Yazının sonuna bazı karışık
resimler koyalım, içlerinde Frankfurt fuarından da seçilmiş resimler mevcut..
Arkadaşım merhaba;
YanıtlaSilSitem haberkartal.com'u takip edersen çok memnun olurum.. İyi çalışmalar - iyi haftalar
görkem