26 Eylül 2011 Pazartesi

Beşiktaş / Antalyaspor - Sadece galibiyet..

Tribünde olmasak bir an önce unutmak isteyeceğimiz maçlardan biri olurdu sanırım. Bloglar bile ilk defa bir maçtan sonra bu kadar sakin. Sanırım kimse yazacak birşey bulamıyor veya kimsenin içinden gelmiyor. Pozisyonlar bulduk, hani kimse yenileceğimizi de düşünmüyordu ama Beşiktaş'ımız mahkum oynarken görmek, hem de Şeref Bey'de..

Maçın Özeti: 1-0 kazandık. gole kadar baskılı güzel bir oyun sonrasında da skoru korumakla geçen bir 80 dk. Biraz becerikli olsak daha farklı da olabilirdi ama 2. yarıdaki oyunu ile antalya için beraberlik de hak edilmiş bir skor olurdu..

Bursa maçından sonra pazar gününe kadar yerimizde duramadık açıkçası. 85 dk. küfür yediğimiz bir maçtan sonra Bursa ile maç içinde hiç uğraşılmaması, maç önü 1-2 tezahüratla geçiştirilmiş olması beni sevindirdi. Uğraşmaya değmeyeceğini herkes görüyor sanırım.

Maçın hikayesine gelince; 5 gibi Beşiktaş'taydık. Çarşı önünde ara sokaklarda kalabalık gayet iyiydi. Ankaragücü maçının 4-5 katı kalabalık vardı. Yine Kazanın arkasında demlenmeye ve maç hazırlıklarına başlandı. Maça daha çok var ama içimizde de büyük bir coşku.. Yine özlemişiz sevgiliyi. Havaların güzel, biranın ucuz olması bizi son dönemde bu sokak eğlencerine bağladı iyice. Türkan Sultan bile bizden umutlu anlaşılan bugün.. (yandaki resime dikkat)

Kalabalığı da düşünerek stada biraz erken gittik. Yine beklemediğim ölçüde büyük boşluklar vardı açıkta.. Ama kimseye de kızmamak gerekli. Sene başında yaşanan olaylar, play-off sistemi, sıkışık fikstür ile herkesin ekonomik anlamda da sıkıştırılması insanların stadtan iyice soğuttu. Borçları, kulübün yönetilişini gördükçe ben de inanın bazen ne işim var burada diyorum ama bizimkisi bir aşk hikayesi :)


Antalya diri bir takım, Beşiktaş ise bloga başladığımdan beri belirttiğim üzere henüz bir takım  değil. Kadrodaki revizyon ve herkesin kendini gösterme çabası ile maça da iyi başladık, golü de bulunca herkes bir maç bitti havasına büründü. (Taraftar hariç) Kızabilir miyiz? Yukarıda seyirci için değindiğim konular futbolcular için de geçerli.. Nasıl olsa sene sonunda play-off var, 2-3 günde bir maç. 1-0 yeter de artar bile. değil mi?

Carvalhal'ın kadro seçimi ve oyuncu değişikliklerine bir eleştiri getiremeyceğim. Maçın başında Simao dışında Fernandes olsun derdim ama sonuçta Simao'sa ortada olduğu bölümde gayet iyiydi. Fernandes ise oyuna girdikten sonra hiç etkili olamadı. Uzun uzadıya maç analizi yapmayıp aklımıza takılanlara değinelim yine madde madde;

  • Maçın Adamı: EGEMEN
  • Egemen transfer edildiğinde tüm bloglarda Guti'ye girişinin resmi vardı ve istenmeyen adam ilan edilmişti. Bazen duygularımıza çok kaptırıyoruz kendimizi, tamam bunda yanlış birşey yok ama şimdi Guti Nerede? Egemen Nerede? Bu forma için terini akıtan oyuncu başımızın tacıdır.
  • Yeni Ronaldo'muz: SİDNEİ. Maçın sonunda o çalımlarla ceza sahasına girişi, Edu ile topu buluşturması. Carvalhal bunun her maç daha çok yapmasını istemeli kesinlikle. Ekstra 1 oyuncu ortaya girdiğinde takımların düzeninin nasıl dağıldığını 2 maçtır görüyoruz.
  • ALEN tribündeydi. Çoştuk.. :)
  • Herkes yeteneksiz ve beceriksiz olduğu yönünde saydırmalarına başladı ama ben Veli'den ümitliyim. Hep generallerle bu işler yürümez, biraz daha takıma ısınır ve tempo kazanırsa sağlam bir Türk ortasaha oyuncumuz olur. Fener Selçuk'la idare ediyor kaç senedir. hatta oğuz'un seçimleri ile milli takımda.. 
  • Kapalıda ortam güzeldi, İlk yarı özellikle coşkuluyduk, beklenen gol ve rahatlama gelmeyince 2. yarı özellikle son 10 dk. seyirci de maç izler duruma geldi. normaldir..
  • Mehmet Özdilek'e yapılan sevgi gösterisi maçın en güzel anıydı. Seni gibi karakterli oyuncuları, senin gibi kaptanları özlüyoruz ŞİFO MEHMET
Maçla ilgili çok da yazacak birşeyler yok, yazıdan da oyundan da memnun değiliz. Bizim isteğimiz Beşiktaş'ın güzel oynaması, mutlu olması. boşuna değil ki bu şarkılar. Saldır Beşiktaş'ım, alnın açık, boynun dik olsun yeter bea..

Sevinmek için Sevmedik ki Seni,
Sen yenilmişsin umrumda değil ki,
Şereftir bu yolda senle yürümek,
Hep kol kola,
Bir gün değil,
HERGÜN BEŞİKTAŞ.

Bir sevda düşün ki senin uğruna,
Yağmurda Çamurda Arma Aşkıyla,
Siyahla Beyazla şu hayatımda,
BİR DERDİM VAR,
BİN DERMANA,
DEĞİŞMEM ASLA..

Biraz resim ve 3 dk'ya yakın süren EFSANE tezahüratı videosu ile bu haftayı da noktalayalım..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder